İddialı soruların peşine düşmek suçsa bu kitap suçunu baştan kabul ediyor. Günümüzde felsefe nedir? Hâlâ neye muktedirdir? Neye cesaret edebilir? Hele de bilimlerin bu denli “başarı” kazandığı, bilgi alanının paramparça edildiği, insanın kendi mutlak temelsizliğini artık gizleyemediği bir çağda. Miguel de Beistegui, adeta klasik bir metafizikçi gibi, felsefenin hâlâ yalnızca varlıkla ilgili olduğunu söylüyor. Ontoloji olarak felsefenin hâlâ mümkün olduğunda ısrar ediyor. Ama bunu yaparken, Aristoteles’ten Hegel’e, varlığı özdeşliğin ötesinde düşünemeyen koca bir metafizik geleneği doğrudan karşısına almaktan da çekinmiyor. Çünkü, ona göre, ancak farklılaşanın var olduğu söylenebilir. Varlık yalnızca fark için söylenir. İyi ama dünyanın farktan başka kökeni yoksa, gerçek özü itibariyle çokluksa, özden yoksunsa, özler değil yalnızca olaylar ve farklılaşmalar varsa ontoloji nasıl bir şey olur? Hakikat ve Oluşum, tam da bu soruya yanıt arıyor. Heidegger’in “ontolojik fark” sorunsalını Deleuze’ün düşüncesiyle buluşturan de Beistegui, varlığı artık sabit değil, sürekli oluş halinde ele alıyor. Bu kitap, töz ve öz ontolojisinden olay ontolojisine geçişi ve bu geçişi sağlayan felsefi düşünceleri derinlemesine inceliyor.
Tanıtım Metni