Bu düsünce beni titretti. Dogruydu. O anda benim için hayat durdu. Gökyüzünde hafif kanatlariyla süzülen kuslar, her an dallarindan kopacakmis hissi veren agaç yapraklari, etrafta ne yapacagina tam karar verememis, saga sola amaçsizca kaçisan insanlar... Görünmeyen bir el, ansizin dokunmusçasina hepsi yerlerinde kalakaldilar. Saskin saskin etrafima bakiyor, çevremdeki hareketi algilamaktan aciz kaliyordum. Zaman durmustu, mekân durmustu, içimin bütün iklimleri kurumus, renkleri donuklasmisti. Kendimi bulutlar üzerinde, bambaska bir âlemde gibi hissediyordum. Bu duraganliktan, saskinliktan kurtulmak için gözlerimi kapadim. Içimi dinlemeye devam ettim. Mecnun'u hatirlamaya çalistim: Leyla'sini Yaratan'a çevirmisti kalbini, benligini...