Kendimi kurtaramadigim bir saplantiydi bu; sabahin korunden gecenin bir yarisina filden, piyondan, kaleden, sahtan, a, b ve c'den, mat ve roktan baska bir sey dusunmuyordum, bu oyun beni tum benligim ve hislerimle o kareli dortgene hapsetmisti. Oyun sevinci oyun zevkine, oyun zevki ise oyun mecburiyetine, bir iptilaya, sadece uyanik oldugum saatleri isgal etmekle kalmayip yavas yavas uykularima da sizan siddetli bir ofkeye donusmustu. New York'tan Buenos Aires'e giden yolcu gemisinde dunya satranc sampiyonu Mirko Czentovic de bulunmaktadir. "Krallarin oyunu"nu zihinsel ve ticari bir ustalikla oynayan bu unlu adamin gemideki varligi eski bir satranc bagimlisinin, Dr. B.'nin coktandir sonmus olan tutkusunu tetikleyerek yillar once kapattigi aci dolu sayfayi yeniden acmasina neden olacaktir. Ruhsal cozumlemelerin tartisilmaz ustasi Stefan Zweig'dan insan psikolojisinin karanlik ara sokaklarinda dolasan bir uzun oyku; deha, hirs ve takinti uzerine kucuk bir basyapit.