“2008 krizi, 1990’ların post-politik uzlaşısını sarsmayı başardı ve bu kısmen sol popülizmin cesur mücadelesinin bir sonucuydu. Ernaux’nun aktardığı gibi, ‘siyasetin öldüğüne dair söylenti’ artık bastırılmış gibi görünüyor. Ancak hiper-siyaset, 20. yüzyılın kitlesel siyasetinin yerine, kırılgan ve hırçın bir alternatif sunuyor. Sol popülizm ise en azından eski siyaseti diriltmeyi denedi.” Popülizm veya popülist ifadesi uzunca bir süre akademik ortamda ve basında ağırlıkla sağ ideolojinin bir çıktısı ve uzantısı olarak anlaşıldı. Sağ hareket, lider ve partileri tanımlarken işe koşuldu. Fakat aşağı yukarı son on beş yıldır görüldü ki popülizm bundan çok daha fazlasına işaret ediyor. Arthur Borriello ve Anton Jäger, Popülist Moment: 2008 Krizi Sonrası Bir Sol Muhasebe’de popülizmin sağ ideolojik eğilimlerden ibaret olmayan tarihini ve tarihsel referanslarını ortaya koymakla birlikte bilhassa 2008 krizinin ardından ortaya çıkan yeni politik formları, anlayışları ve yönelimleri sol popülist bir mercekten okuyor. Yunanistan’da Syriza ve İspanya’da Podemos gibi hareketlerden evrilen partilerin, Fransa’da Jean-Luc Mélenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa’sının, Bernie Sanders ve Jeremy Corbyn gibi köklü partiler içinde dönüşüm imkânı arayan liderlerin “siyasetin sonu uzlaşısı”na o tuhaf meydan okumalarını ele alıyor.
Tanıtım Metni