Av pesinde gezerken iki hafta bütün ugradigimiz köylerde, Yörük obalarinda hep Yalniz Efe’nin menkibelerini dinlemistim. O vakit sairdim. Duydugum canli bir vecd ile kahramanin destanini yazmaya kalktim. Fakat niçin bilmem yarim biraktim. Aradan iste yirmi bes sene, evet, yirmi bes sene geçti. Bugün tamamlama ihtimali kalmadigini görüyorum. Ihtiyarlayan hatiramda kafiye yok. Bunayan zevkimde kelimelerin ahengi, veznin esrari yasamiyor. Fakat gençligimde yazdigim bir destani simdi bir roman gibi tekrarlayamaz miyim? Iste bunu tecrübe edemiyorum.