Bundan böyle ben sürülen bir tarla, alevinde eriyen bir mum, uçurumdaki can, damıtılan su, öğütülen un, kazılan kan kuyusuyum. Dermanım ağlıyor bir köşede. Direncime el açmış zavallım. Göçmüş, yerlebir olmuş evim, ocağım, damım. Yürüyor hâlâ ter, dur ...